Cinselliksiz Evlilikler

Cinselliksiz Evlilikler

Evlilik insan hayatındaki önemli dönüm noktalarından biridir. Aynı zamanda üzerinde çok tartışılan da bir konudur. Hayatını başka bir insanla paylaşma kararı hem heyecan verici, hem korkutucu, hem merak uyandırıcı olabilir. Evlilik hayatı nasıl olmalı, mutlu bir evliliğin yolları nelerdir, uzun evliliklerin altın kuralları, eş seçimi, vb. evlilikle ilgili en çok merak edilen ve tartışılan konulardır. Evliliğin içinde önemli meselelerden biri de cinselliktir. Türk toplumunda cinselliğin belli kuralları vardır, evlilik öncesi cinsel ilişki çok da hoş karşılanmadığı için, tabi ki bu durum kişinin düşüncelerine, yetiştirilme tarzına, hayata bakış açısına, cinsellikle ilgili fikirlerine, inançlarına, ahlak yapısına,vb göre değişebilmekle birlikte genel görüş olarak evlilik öncesi cinsel ilişki bir tabu olduğu için, evlilikteki önemli konulardan birinin de düzenli bir cinsel hayata kavuşma isteği olduğunu söyleyebiliriz. Her çift güzel hayallerle evlenir, bir yuva kurmak, mutlu olmak, eğlenmek, güzel anlar paylaşmak, birbirine hayat yolunda destek olmak, vb. Ama pratikte bazen işler beklendiği gibi gelişmeyebilir. Özellikle ilk geceden itibaren başlayan cinsel sorunlar çiftlerin evliliğe beklentilerinden daha farklı bir şekilde adım atmalarına neden olabilir.

Peki ilk gece çiftler ne gibi sorunlarla karşılaşabilirler ? İlk gece hem kadının korkularından hem de erkeğin performans kaygılarından dolayı cinsel ilişkiye girememe sorunu ortaya çıkabilir. Bu sorun bazı çiftlerde ,çok fazla kafaya takılmadan ve sorun haline gelmeden, birkaç gün, birkaç hafta ya da birkaç ay içinde çözülebilmekle birlikte, bazı çiftler ise yıllarca cinsel ilişkiye girememektedir. Cinsel ilişkiye girememe, ilk gece kadının korkusundan ve kendini kasmasından dolayı ortaya çıkabilir, bu duruma vajinismus adı verilir ve yaygın olarak da bilinen bir sorundur. Ayrıca ilk gece cinsel ilişkiye girememe erkekten kaynaklı bir durum da olabilir. Deneyimsizliğe ve heyecana bağlı olarak ortaya çıkan ereksiyon sorunu ya da erken boşalma cinsel ilişkiye girememeye neden olabilir. Yine bu sorun, tecrübe ve çiftin birbirine alışmasıyla birlikte düzelebilirken, bazen çiftin sorunu konuşmaması ya da yokmuş gibi davranması nedeniyle yıllarca çözülmeyebilir. Bazı çiftlerde de cinsel ilişkiye girememe sorunu vardır, ancak sorunun kimden kaynaklandığını ya da neden var olduğunu çift bilemez, sorunun tam olarak ne olduğunu da bilemez. Ortada bir sorun vardır ama ona bir isim koyamaz.

Cinsel ilişkiye giremeyen çiftler genellikle ilk zamanlar bunu sorun olarak görmez, bunun bir problem olduğunu düşünmez, birbirini kırmak ve incitmek istemez, konuyu gündeme getirmez ve sessiz bir şekilde sorunla birlikte yaşamaya devam ederler. Bazen bir taraf bu durumdan rahatsız olur, aralarında tartışmalar olabilir, birbirilerine küsüp kırılabilirler. Yani cinsellik çift arasında gerginlik yaratan bir konu haline gelebilir. Bazı durumlarda cinsel ilişkiye girmeme durumunda birbirlerine daha şiddetli tepkiler gösteren, kızan, öfkelenen, eşini suçlayan çiftlerle de karşılaşabiliyoruz, ancak genele bakıldığında çiftler daha çok duygularını içlerinde yaşamayı ve bu konuyu gündeme getirmemeyi tercih ediyorlar. Konu gündeme geldiğinde, konuşulmaya başlandığında ya da artık evlilik için bir tehlike yaratmaya başladığında tedaviye başvurma aşamasına da gelinmiş oluyor. Çoğu zaman çiftler oldukça zaman geçirdikten sonra tedaviye başvurmaya karar veriyorlar ya da bir tarafın tedaviye ikna olması zaman alabiliyor.

Cinselliksiz evlilikler dediğimizde, ilk aklımıza gelen cinsel ilişkinin olmadığı evliliklerdir ve bu durum ülkemizde oldukça yaygın bir durumdur. Bayandan kaynaklı, erkekten kaynaklı, ya da her ikisinden de kaynaklı, deneyimsizlik ve bilgisizliğe bağlı cinsel ilişkiye girememe çiftlerin yıllar boyunca cinselliksiz bir evlilik yaşamalarına neden olabiliyor.

Cinselliksiz evliliklerin bir başka çeşidi de cinsel ilişkinin gerçekleştiği, ancak zamanla, yavaş yavaş sıklığın ve kalitenin azaldığı ve ilerleyen süreçte aylarca hatta yıllarca cinsel ilişkinin yaşanmadığı evliliklerdir. Bu durum da aslında çok fazla bilinmeyen, gizli kalan ancak o oranda da yaygın olan bir durumdur. Bazı çiftlerde iyi ve tatmin edici bir cinsel yaşantıdan sonra hamilelik, doğum ya da evlilik problemleri, vb. nedenlerle cinsel hayat bitebilirken, bazı çiftlerde başlangıçtan itibaren cinsel uyum sağlanamamıştır, ilk gece ve ilk aylarda cinsel ilişkiye girememe sorunu yaşanmıştır ve daha sonrasında bu durum çözülse bile çiftin düzenli bir cinsel hayatı olmamıştır. Kadının cinsel isteksizliği, erkeğin cinsel isteksizliği, ağrılı cinsel ilişki, cinsel hayatın rutin ve tekdüze olması, çiftin birbirinin fiziksel özelliklerinden ya da davranışlarından hoşnut olmaması, vb. nedenler çiftin cinsel hayatının yavaş yavaş bitmesine neden olabilir. Kadın ve erkek cinsel anlamda yakınlık kuramayabilir, samimiyetten korkabilir, cinsellik hakkında konuşamayabilir, bir taraf sürekli sorunu kabul etmekten ve tedaviden kaçabilir.

Cinselliğin olmadığı evlilikler günümüzde çok fazla yaygın olan durumlardandır. Birbirini seven, isteyerek evlenmiş, çoğunlukla genç çiftlerde cinsel isteksizliğin ve cinselliksiz evliliklerin sanılandan daha yaygın olduğu görülmektedir. Bu durum çok fazla bilinmeyen, çiftler arasında sır olarak saklanan, bazen bir kişi tarafından bazen de çift tarafından sorun olarak kabul edilmeyen, görmezden gelinen, üzerine pek konuşulmayan bir konudur. Bu çiftler bu durumu bir kader gibi kabullenirler ve çözmek için de çabalamazlar. Aslında burada kritik olan konu sorunun ortaya çıkması değil, sorunun çözümü için bir şey yapmaktan kaçınılmasıdır. Sanki karı- koca arasında sözsüz bir anlaşma vardır ve ikisi de bu anlaşmaya uymaktadır. Hayatta birçok sorun vardır, çiftler evlilik hayatlarında mücadele etmeleri gereken birçok durumla karşılaşabilirler ancak önemli olan sorunlara çözüm yolları aramaktır. Ama mahrem bir konu olduğundan mıdır, kişilerin yetiştiriliş tarzı ya da cinselliğe bakış açılarından mıdır, utanmaktan mıdır, eşine yakın olmaktan korkmaktan mıdır, çözülmeyeceğini düşünmekten midir bilinmez cinsel sorunları kabul etmek ve çözüm için bir uzmana başvurmak çiftlerin en zorlandığı konulardandır.

Cinsellik hayatın önemli bir parçasıdır ve evlilikte de çiftleri yakınlaştıran ve birbirine bağlayan bir unsurdur. Bu nedenle cinselliksiz evliliği sürdürmeye çalışmak aslında hem kadını hem de erkeği üzen ve yoran bir durumdur. Çoğu zaman çiftler bu durumun yarattığı üzüntüyü karşı tarafa belli etmemeye çalışırlar. Bazen de bir taraf kendin çok sert bir şekilde ifade edebilir, karşı tarafı suçlayabilir, onu cezalandırabilir ve bu karşı tarafta küsme, kaçma gibi tepkilere yol açabilir. Sorunun varlığını, duyguları anlatarak içten bir şekilde konuşulmadığı sürece çiftin ortak bir noktada buluşması da kolay olmayacaktır. ‘’Artık 21. yüzyıldayız, her konuda serbestiz, cinsel özgürlük var, artık kadınlar da cinsel açıdan daha rahat, vs.’’ diye düşünsek de aslında cinsel açıdan bilgisiz, deneyimsiz ve hala geleneksel yapısını koruyan bir toplumuz. Bu nedenle de kadının da erkeğin de aslında çok saf ve doğal bir eylem olan cinsellik konusunda tabuları var. Kaygılar var. Bilinmezlik var. Kadınların acıya, ağrıya, ilk ilişkiye dair korkuları ve kızlık zarıyla ilgili endişeleri varken, erkeklerin de daha çok performansa dayalı kaygıları var. Doğal olarak da bu kaygıları evliliğe getiriyorlar. Bu düşünceler, kaygılar, beklentiler ve bunları konuşamamak aslında iki insanın paylaştığı keyifli bir eylem olan cinselliği bir stres kaynağı haline getirebiliyor. Peki çözüm ne ? Çözüm konuşmak, bilgilenmek, gevşemek, iletişim kurmak ve samimi olmak. Peki bunlar ne anlama geliyor? Aslında bütün sıkıntıları çözecek sihirli kelime ‘’konuşmak’’. Bütün kaygılardan, bütün sıkıntılardan, bütün endişelerden bizi koruyacak olan şey eşlerin ya da partnerlerin birbiriyle cinsellik hakkında açık ve samimi bir şekilde konuşmasıdır. Cinsel hayatlarında bir problem varsa bunu gurur meselesi yapmadan ve utanmadan kabul etmesi ve birbirini üzmek, mutsuz etmek yerine tedavi için gereken yolların aranmasıdır. Cinselliği bir savaş gibi değil de ya da elde tutulan bir güç gibi değil de, bir sevgi gösterme ve keyifli vakit geçirme aracı olarak görmeyi öğrenmelidirler. 21. yüzyılda aslında cinsel özgürlükler artarken, cinselliksiz evliliklerin de artması aslında iç dünyamızda kadınların ve erkeklerin hala özgürleşemediklerinin bir göstergesidir. Cinsel sorunların çözümü vardır, önemli olan çiftin sorunu kabul etmesi, birbirinin duygu ve düşüncelerini anlaması ve çözüm için işbirliği yapmasıdır.

ACİL DURUMLARDA HIZLI BİLGİ ALMAK İÇİN HEMEN ARAYIN